Sayısal Loto

Üniversite zamanlarında sayısal üzerine kafa patlatmış ve olumlu sonuçlar almaya başlamıştım. Şimdi tekrar çalışmaya başladım. Hafta hafta çıkan sayıları ve tutturabildiklerimi buraya aktaracağım.

1.Hafta:

Benim Tahmin:

5 – 15 – 26 – 32 – 42 – 43

Kazanan Numaralar:

4 – 15 – 27 – 30 – 32 – 43

Sonuç:

15 – 32 – 43 olarak 3 tuttu ancak. ilk sayı  ve 3. sayı birer farktan gitti. Umut var gibi.

Denemeye devam.

Çalış Didin Çabala….

Çalış çalış çalış…..

Ne için?

Hayat standartlarını yükseltip rahat yaşamak için ?

Hani sen çalışıyorsun ya günde 8 – 16 saat. hani alıyorsun ya aylık 840tl asgari maaş, birde bununla çocuğunu okutmak için debeleniyorsun.

Ya sonra ne yapıyorsun biliyor musun?

Üzerinden çekinen insanlara şak şak çekiyorsun sonra gidiyor onlara oy atıyorsun, onlar daha çok senin üzerinden geçinsinler diye.

Onlar çocuklarını askere göndermezken, onlar senin paranla kendi çocuklarını yurtdışında en iyi şartlarda okuturken, sen rüşvetçi tacizci hocalarla uğraşıyorsun…

Bana bu ülkede kimse adaletten söz etmesin. Hele ki sadece oy kullanarak tüm bu sistemin düzeleceğine inanan insanlar ağzını bile açmasın karşımda….

 

İstemiyorum

Neden gönderdin beni buraya.

İstemiyorum doğmak yaşamak ölmek. Yaşam iyilere göre değil.

İyi insanlar ölüyor bu dünyada, eziliyorlar, hor görülüyorlar. İstemiyorum bu dünyada bu düzende yaşamak. Bu sistemin parçası olmak istemiyorum.

Beni bu bedene tıkmadan önce sordun mu bana ????

Ölüncede alma beni yanına. istemiyorum sana katılmak. ölünce ruhumda ölsün istiyorum. sonsuzluğa karışmak istiyorum.

hiçbirşey hatırlamak istemiyorum şu dünyadan ve diğer dünyalardan.

İstemiyorum ölünce sonsuzluk, sonsuz şarap ve hurileri. Hepsi sende kalsın. Bedenim ölünce, bırak ruhumda ölsün.

Ölünce gerçekten ölmek istiyorum. Yaşam için bana danışmadın sormadın. Bu ruh bu bedeni istedi mi diye hiç sorgulamadın.

Ya Ölünce? Ruhumuda öldürecek misin? Bunu yapabilecek kadar cesaretli misin?

Söyle hadi!!!!!!!

İçimzdeki Ses Hakkında…(Alıntı Değildir…)

Nedir bu hep içimizden konuşan ses…
Şuan bu yazıyı okurken bile o sesi duyuyorsunuz…
Hayatımıza ne gibi etki ediyor bilen yok, kimine sorsanız vicdanımızın sesi kimine sorsak o sadece biziz…
Belkide kaderimizin önceden çizilmiş olmasıyla bağlantılıdır ve bizim kaderimizin dışına çıkmamızı engellemek içindir…

Din’ e göre: Yapıcaklarımız belli kader diye birşey var.
Fiziğe göre: Atomların hareketleri önceden tahmin edilebilir ve bir maddedeki bir atomun bilmem kaç sn sonra nerede olacacğı tehmin edilebildi…
Her ikiside evrenin belirli bir kural içinde işlediğini ve tüm evrendeki olayların, insan davranışlarının önceden belirlenebileceğini kanıtlıyor…
İnansakta inanmasakta,İstesekte istemesekte, bu hayatı nasıl yaşayacağımız çoktan belli oldu…
Belki düşüncelerimiz bile önceden bellidir..
Belkide bunlara direnen sadece içimizdeki bizle konuşan sestir…

Eğer Bu İnanmak İse….

İnsanlar dar görüşlü, bencil, egoist. Kendi çıkarları için bırak seni beni tüm dünyayı harcarlar.

Bir insan bir şeye inanıyorsa, bilmek istemiyor başka birşeyi…

Körü Körüne inanmak inanç ise; neyin doğru, neyin yanlış olduğunu sorgulamadan bir sonuç elde etmek uğruna inanıyorsa insanlar.

BEN İNANMIYORUM.

 

Ben Uyumuyorum

Türk Milleti olarak mı desem yoksa insan olarak mı desem, uyumaya o kadar çok meraklıyız ki….

Doğarsın, çocukluk evren vardır atlatırsın, ergenlik vardır çaresizce debelenirsin lanet edersin.

Sonra bir bakarsın ki büyümüşsün. İş bulursun evlenirsin çalışırsın dinirsin. Ama bir bakarsın ki elinde koca bir hiç!!

Eğer ki alın teri ile geçiniyorsan işin daha zor. Eve giren para hiçbir zaman yetmez, evinden çıkan paradan küçüktür o.

Ve tüm bu gerçekler konusunda Türk Halkı olarak şunu deriz ” Bugünde karnımız doydu çok şükür, Yarına Allah Kerim” ve uyuruz…

Ben uyumuyorum arkadaş. Eğer düzen bu ise ben baş kaldırıyorum, İsyan ediyorum, hiçbir ilerleme kaydetmesemde ve bu sistemde çürüsemde….

BEN UYUMUYORUM……

DİLEYEN UYKUSUNA DEVAM EDEBİLİR…

Nedir Bu Göt Korkusu!

Neden korkuyorsun bu kadar.

Neden kapatıyorsun herşeyi!

Madem haklısın davanda, çıksan konuşsana meydanlarda….

 

Zaman geçiyor, tik tak tik tak………….

Kemikten Gemi

Uzaktan gördüm onu Bembeyazdı, ihtişamlıydı.

Yaklaştım ona Sertti, Sağlamdı.

O kemiklerden yapılmış bembeyaz bir gemiydi kaptanı Azrail’di.

Azrail gördü beni. Gemisinin ilgimi çektiğini anladı ve davet etti.

“Gel” dedi ” Sana kanlı okyanusu, ruhların yolculuğunu göstereyim.”

Bindim o kemikten yapılmış bembeyaz gemiye…

O göz alabildiğince mavi olan okyanus suları birden kıpkırmızı oldu, Köpürdü, Kudurdu.

Bembeyaz olan gemiyi Kırmızıya boyadı…

Ruhların gökyüzünde ki ilerleyişlerini izledim. Batık gemilerdeki ruhları gördüm.

Hepsi solgun yüzlü umursamaz tavırla bakınıyordu sağa sola..

Acıktığımı hissettim, Azrailin Gemisinde yiyecek yoktu, çünkü o ölüler diyarına aitti.

Okyanusa baktım yemek için balık var mı diye.

Kanlı sularda sadece insan ve anlam veremediğim yarataklara ait olan; kollar, bacaklar, organlar, kemikler yüzüyordu.

Rüyamdan uyanmak istedim. Azraile ” Gönder beni geriye, ölüm bana çok uzak olan bir kapı” dedim

Güldü, Sadece Güldü…..

 

Dipnot 1 : Bu yazıyı lanetliyorum. Çünkü;

31 Aralık (bu yazıyı yazdığım gün) Dedemin en büyük kardeşi öldü.

1 Ocak: Eşimin Babaannesi öldü.

2 Ocak: Kendi Babaannem öldü.

3 Ocak: araba kazasında aracımın ön sol tarafı hasar aldı. Ve bugün Azrail can almadan gitti. Tahminimce sıramı savmış bulunmaktayım.

Böyle bir yazı yazarak Azrailin dikkatini çektiğimi düşünüyorum 3 tane ruhuda beraberinde götürmüş olmalı….. : )

 

Dipnot 2 : Konudaki yazı hayal ürünü olmakla beraber Dipnot 1 de anlatılanlar gerçek üründür yaşanmıştır….

 

Bu Şehirde Binalar Etten

Bu şehirde binalar evler  Etten ibaret. Bina kolonları kemikten, duvarlar etten.

Yer kanıyor sıcak kımızı, kan kokuyor heryer!

Eski yapıların çürümüş et kokuları burnumda, sokaklarda yürümek imkansız,

İnsanlar oksijen tüpleri satmaya başlamış. Hava bile parası olana var bu şehirde.

Fakirler evleri kesip yemekte, Zengin kesim tiksinerek izlemekte…

İmamlar ev yemek haram diyor, fakirler yiyor durmaksızn…

Evler canlı onlar yaşıyor bizi duyuyor, görüyorlar belkide…